BİR ADIM BİR DÜNYA

Anasayfa » Fikriyat » BİR ADIM BİR DÜNYA

BİR ADIM BİR DÜNYA

Emel ŞAHİN-İDM Kademe Öğrencisi*

Biz kimiz? Kendimize atfettiğimiz, kendimizi tanıttığımız o özelliklerimiz neye/kime göre tanımlanıyor? Bizim dışımızdakiler (“ötekiler”) kimler? Onları tanıtanlar neler/kimler? Biz’in tanımı nasıl ve hangi bir toplulukta aynı tanıma sahiptir? Bu otoriteyi sağlayan nedir/kimdir ya da kimlerdir? Bu gibi soruların hepsinin cevabı “ben’i ve biz’i” tanımak isteyen herkes için merak konusudur.

Mead’e göre “Ben, bireyin davranışlarının ve kendi varlığının bilincinde olmasıdır.” Ben, bireyin bir bütün olarak kendisi hakkındaki düşüncelerinin tamamıdır. Ben ötekine karşı farklılığımızı ortaya koyan özgün kimliğimizdir. Biz ise içinde bulunduğumuz topluma aidiyet duymamızdır. Bulunduğumuz toplumla özdeşleşen tutum ve davranışlar içinde olmamızdır. Bu merakın giderilmesi ise “biz”im dışımızdakileri keşfetmemizde yani seyahatte gizlidir.

Benim için seyahat, dışarı açılan fakat içeriye giren bir kapıdır. Seyahat farkındalıktır; özden uzaklaşarak öze bakmak, özü fark etmek nihayetinde özü değiştirmek ve dönüştürmektir. Öze yeni bir kimlik ve benlik kazandırmaktır. Kişi seyahat ettikçe “ben”i veya “biz”i fark eder. Mesela duvarı aynı hizada düz örmek için geleneksel yöntem kullanarak (ip gerdirme yöntemi) kendince önlemlerini almış bir inşaat ustası düşünelim. Bu usta, duvarı yamuk mu yoksa düz mü ördüğünü teyit etmek için o duvara uzaktan bakmalıdır. Aksi halde duvarın durumunu öğrenemeyecektir. Duvardan uzaklaşınca duvarın yamuk olduğunu veya olmadığını anlayacak dahası eğer yamuk ise düzeltmeye, dönüştürmeye başlayacaktır. Birey açısından da durum böyledir; bir toplumun içinde doğar, onun öğretilerini öğrenir yani anlam dünyası doğduğu toplum tarafından inşa edilir. Ancak, birey seyahat edince bizden olmayan, bizden farklı tutum ve davranışlar içinde olan bireyleri (ötekiyi) tanır, bizi sorgular, anlar ve değerlendirir. Bu değerlendirme ise bizi geliştirir, değiştirir ve nihayetinde dönüştürür.

Davranışlar, doğru veya yanlış tanımlarının hepsinin kaynağı toplum tarafından belirlenir ve bunun otoritesi o toplumun ileri gelenleri tarafından sağlanır. Söz gelimi bunlar din adamları, siyasetçiler olabilir. Ötekiyi tanımayan bizi bilemez, bizin yanlışını göremez ve zaman içinde geriler. Yani seyahat aynı zamanda ilerlemenin de ön koşuludur.

Seyahat yalnızca fiziki olarak uzaklaşmak değildir. Birey “beni/bizi” tanımak için kendisinin dışındakini/ötekini, onun kaleminden dökülen cümleleri okuyarak, onunla iletişime geçerek de ona seyahat edebilir. Söz gelimi bir doğulu birey bir batılı bireyin kaleminden dökülen yazıları okuyarak beni ötekinin penceresinden görme imkânı elde edebilir ve böylece onun zihin dünyasına da seyahat edebilir. Onun biz ve öteki tanımını görebilir ve onu tanıyabilir. Zannımca her birey, onu ben yapan, biz yapan kimliğini okumalıdır. Öteki tarafından yazılanı okumak, onun zihninde yabancıya dair çizilen şemayı ve çekilen resmi görmek ve tüm bunları kendiyle/kendi beni/biziyle mukayese ederek tanımak aslında kendimizi de tanımaktır.

Dışarıya açılan kapının önündeki yolu kendine çıkartmak, değişimin ve dönüşümün ateşini yakmaktır. Seyahat ise bu ateşin fitili ve körükleyicisidir. Savımı özetleyecek olursam, her değişim benden/bizden başlar ve yayılır. Ben’den uzaklaşan biz’i, biz’den uzaklaşan öteki’yi görür. Öteki ise beni biz yapar ve bizi geliştirip dönüştürür. Artık önemli olan duvarı düz örebilmek için aldığımız önlemin yeterliliğini kontrol edebilmektir. Yani duvarın bütününü görebilmek için uzaklaşmayı bilmek, nihayetinde hatamızı görerek telafi etmek ve ilerlemek için geri dönebilmektir. Unutulmamalıdır ki her bir adım bir seyahattir. Ve bir adım bir dünyadır.

*Bu yazı İDM Kademe Eğitimi Programı bünyesinde hazırlanmıştır.

İlgili Makaleler

“BİR ADIM BİR DÜNYA” için 6 yorum

  1. Ufkumuzu genişletecek, bireyi aydınlatacak, bize başka bir pencere açacak bu güzel deneme yazısı için teşekkür eder başarılarının devamını dilerim. Bir adım bir dünyadır…

  2. Harika bir yazı ama ne yazık ki yaşadığımız toplumda olsa olsa zihinsel bir seyehat yapabiliriz . içinde bulunduğumuz durumu görebilmek için zihinsel seyehat yapmama bile gerek yok aslında .çünkü toplumun hali bu seyehati fazlasıyla yorucu kılıyor.birey yorgun ,toplum çaresizliği kabullenmişken seyehat bizim neyimize…

  3. Çok güzel bir çalışma olmuş Tebrik ediyorum başarılarının devamını diliyorum umarım nice böyle başarılı çalışmaların olur

  4. Kübra Yılmaz

    Tıpkı lotus çiçeği gibi kat kat açılmayı sağlayan, özün, ötekinin anlamını seyahat aracılığıyla daha değerli kılan bu deneme yazısı için yürekten teşekkürler. Bu yazının tıpkı çim gibi sınırsız olarak yayılıp büyüyen bir değişimin, dönüşümün kapısını aralaması dileğiyle!

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Kategoriler

Etiketler

Copyright © 2024 İDM - İlmi Düşünce Mektebi