DEVRİM ARABALARI*

Anasayfa » Fikriyat » DEVRİM ARABALARI*

DEVRİM ARABALARI*

Eda Nur YILMAZ[2]

Tolga Örnek’in yazıp yönettiği “Devrim Arabaları” filmi, Türkiye Cumhuriyeti’nin sinemada anlatılan en değerli anılarındandır. Bir neslin dilinden düşmeyen, döneminin en büyük tartışma konusu olan “Devrim Arabaları’nın” sinemaya uyarlanması ise bu hadisenin gelecek nesillere aktarılması yönünden oldukça değerlidir. Film belgeselleri ile tanınan Tolga Örnek’in ilk filmidir. Senaryonun yazılma süresi, filmin çekim süresi vs. toplam beş yıl sürmüştür. Filmin oyuncu kadrosu en az konusu kadar iddialı ve kalitelidir. Filmin başrolünü Taner Birsel üstlenmiştir. Film; Haluk Bilginer, Selçuk Yöntem, Halit Ergenç, Uğur Polat gibi usta oyunculara da ağırlamıştır.

Film 61 darbesi ile başa gelen Cemal Gürsel’in yerli otomobile verdiği ehemmiyet ile ortaya atılan Devrim Arabaları projesini konu almaktadır. Bu görev TCDD’ye verilmiştir. Eskişehir Cer Atölyesi’nde toplanan 23 mühendisin arabayı millete tanıtmak için yüz otuz  günü vardı. Yüz otuzuncu gün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ydı ve araba bu bayramda makam aracı olarak kullanılacaktı. İşe koyulan mühendisler gece gündüz çalışmaya başladılar. Hatta atölyede uyuyup atölyede kalktılar. O süre zarfında evlerine gitmeyi bırakın dışarıya dahi çıkamadılar. Araba üretimi atölyede devam ederken halk üretim konusunda ikiye ayrılmıştı. Bir kesim bu durumu olumlu karşılarken, bir kesim de projeyi boşa harcanan para olarak görüyorlardı. Aynı durum Ankara’daki yetkililerde de mevcuttu.

Mühendislerin tek sorunu zaman değildi. Bütçeleri de yetkililerce üçte bir kesilmeye uğramıştı. Ayrıca üretim için gerekli ekipmanları da yoktu. Arabanın teslim tarihine elli iki gün kala da bir araba daha yapacaklarını öğrendiler. Bu bilgi onlara olması gereken zamandan daha geç bildirilmişti. Bunun nedeni yine “ülkenin parasını boşa harcamama” idi. İki araba daha fazla maliyet denebilir, fakat üretilemediği takdirde proje devam ettirilmeyecek ve araba meselesi kapanacaktı. Tüm bu zorlukları bir şekilde aşan mühendisler 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na iki otomobili de yetiştirmişlerdi. Otomobiller ile Eskişehir’den Ankara’ya yola çıkan ekip, heyecanlı ve güzel bir bayram sabahına uyanmışlardı.

29 Ekim sabahı arabalar meclis bahçesine gelir. Halkın beğenisine sunulur. Devrim Arabaları Devlet Başkanı Cemal Gürsel’i de alıp kutlamaların yapılacağı alana gidecektir. Beklenen an gelir. Devlet Başkanı Gürsel kısa bir konuşmanın ardında üretilen yerli otomobile biner ve otomobil alana doğru hareket eder. Şu ana kadar projeye karşı çıkan tüm diplomatların hissettiği tek şey ziyandır. Ülkenin parasının boşa gittiği düşünceleri ile kapıldıkları ziyan. Ta ki otomobil yüz metre ilerleyene kadar. Otomobil yüz metre sonra durmuş ve yakıt ikmali olmadığı anlaşılmıştır. Durum karşısında şaşkınlığa uğrayan Cemal Gürsel arabadan iner ve akıllara kazılmış o sözleri sarf eder. “Garp kafası ile otomobil yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk.”

O an projedeki mühendislerin hissettiği tek şey yine ziyandır. Ziyan olmuş onca emek, uykusuz kalınmış onca gece, dökülen onca alın teri… Ve ziyan. Ve hezeyan.


[1] Bu metin İlmi Düşünce Mektebi’nde Abdullah Kasay’ın yürütücüğünde gerçekleşen “Sinema Üzerinden Türkiye Okuması” Okuma Grubu kapsamında kaleme alınmıştır.

[2] İDM Kademe 2 Öğrencisi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, İletişim Adresi: 61edanurr@gmail.com

İlgili Makaleler

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Kategoriler

Etiketler