Rana Alshareef1
Gazzelilerin rüyası hayatta kalmak, 7 Ekim 2023’ten önceki günlerde olduğu gibi sabahları uyanmak ve günlük rutinlerine geri dönmek, henüz kaybetmediği sevdiklerini ve akrabalarını ziyaret etmek, işe gitmek ve öğleden sonra eve dönüp öğle yemeği yemek gibi basit şeyler. Bazıları şu anda birkaç dakika deniz kıyısında oturup daha iyi bir gelecek için hayal kurmayı hayal ediyor.
Gazze halkının hayalleri özgürlük, ablukanın ve kısıtlamaların kaldırılması ve insanca bir yaşam sürmek üzerine yoğunlaşıyordu. Çünkü her insanın insana layık bir hayat yaşamaya hakkı olduğuna inanıyorlardı. Ancak şu anda, İsrail’in Gazze halkına karşı yürüttüğü vahşi savaşlar sonucunda, Gazze halkının tüm hayalleri yıkıldı. Evler, hastaneler, okullar, işyerleri, çocukluklar, gençler yok edildi. Geçmişleri, şimdileri ve gelecekleri kalmadı. Bu vahşi saldırılar ve dünya ülkelerinin bu soykırıma sessiz kalması, Gazze halkının yaşadığı trajediye eklenmiştir. Şu anda, Gazze halkı yaşam mücadelesi verirken hayatta kalmayı ve evlerinin enkazı altındaki sevdiklerini kurtarmayı hayal ediyor. Çocuklar; okula geri dönme ve çocukluklarını yaşama hayali, gençler; iş bulma ve yaşıtları gibi para kazanma hayali, öğrenciler; eğitimlerini yurt içinde veya yurtdışında tamamlama hayali kuruyor. Gazze’nin dünya ile bağını sağlayan tek kapı olan Refah Sınır Kapısı’nın kapatılması nedeniyle yurt dışında okumak isteyen öğrenciler eğitim fırsatlarını kaybediyorlar. Her savaşın başlangıcında İsrail, Gazze Şeridi ile tüm sınır geçişlerini kapatıyor. Bir an için Refah Kara Sınır Kapısı’nın Mısır kontrolü altında olduğunu düşünebilirsiniz! Evet, öyle, Mısır kontrolü altında ve bu herkesin bildiği bir gerçek, ancak İsrail, kapıları açma veya kapatma konusunda belirli bir derecede kontrol sahibi ve bu, Gazze Şeridi’ndeki bu ölümcül savaşta gördüğümüz şeydir. Mısır, İsrail’in onayı olmadan insani yardımları Gazze’ye sokamadı. Öğrenciler yurt içinde veya dışında eğitim alma haklarını ve hayallerini, İsrail’in Gazze’ye saldırdığı her savaşta üniversiteleri yok etmesinden dolayı kaybettiler. Çünkü işgalin hedeflerinden biri Gazze halkını bilimsel, pratik ve yaşamsal açıdan yetersiz bir toplum haline getirmektir. Onları bilimsel, pratik, sağlık, kültürel, ekonomik ve sosyal açılardan en temel gereksinimlerden yoksun bir toplum haline getirmektir. Bu nedenle, İsrail, Gazze’ye yönelik her saldırısında üniversite binalarını hedef alır. Özellikle bu son ölümcül savaşta İsrail işgal güçleri, Gazze’deki tüm eğitim tesislerini yok etti.
Gazze halkının hayallerini anlatmaya devam edelim ve geçmiş yıllarda Gazze Şeridi’nden ayrılarak yurtdışına eğitim için giden öğrenciler hakkında konuşalım. Evet, şansları Gazze’den ayrılmalarına izin verdi, ancak ailelerini görme gibi haklarını kullanmalarına izin verilmedi. Diğer yabancı öğrenciler gibi ailelerini görmek için vatanlarına dönmeye hazırlanan bir yabancı öğrenci, Gazzeli bir öğrenci tarafından hüzünle ve acziyetle izlenir. Çünkü Refah Kara Geçişi’nin sürekli olarak kapalı olması, birçok öğrencinin ailelerini görmek için yıllık tatilde geri dönme hakkını engeller. 2020 yılında kişisel olarak yaşadığım şey şudur: Bir buçuk yıl aradan sonra ailemi görmek için Gazze Şeridi’ne geri dönmüştüm, ancak Mısır ve Gazze arasındaki yollarda geçirdiğim dört günlük beklemenin ardından Gazze’ye giriş yapabildim. Şansım vardı Gazze’ye giriş yapmak için, ancak çıkışta şansım olmadığı için Gazze’den çıkmak için tam 9 ay beklemek zorunda kaldım. Sonunda, yetkililerin müdahalesiyle çıkabildim. Bu süreçte, eğitim bursumu kaybetmek üzereydim. Çünkü o zaman yeni akademik yıl başlamıştı. Gazzeli öğrenciler olarak başka bir ülkeden eğitim almak için gelen herhangi bir öğrenci gibi olmayı hayal ediyoruz. Biz Gazzeli öğrenciler, üniversite öğrencileri veya öğretim üyeleri arasında ülkesini anlattığında, ülkesinin medeniyetinden, özgürlüğünden ve dini inançlarını serbestçe yaşama ve insanlarının onurlu bir yaşam sürme hakkından bahsetmek istiyoruz. Savaşlardan, yıkımdan, kuşatmadan, açlıktan ve en temel yaşam gereksinimlerinden yoksun kalma durumlarından bahsetmek istemiyoruz. Biz öğrenciler olarak, haklarımızı kullanmayı ve eğitimimizi tamamladıktan sonra ülkemizde iş imkanlarının ve eğitim fırsatlarının bulunmasını hayal ediyoruz. Gazze’de onurlu bir yaşam sürmek istiyoruz, böylece bir gün Gazze’den ayrılmak ve başka ülkelerde eğitim veya iş imkanları aramak zorunda kalmayız. Çünkü Gazze, emeklerimizi diğer tüm ülkelerden daha çok hak eden yerdir. Bu vahşi savaş, içeride ya da dışarıda yaşasınlar her gün Gazzelilerin hayallerini değiştiriyor. Gazze’de yaşayanlar için, hayatta kalacakları güvenli bir yer arayışı artık camiler veya UNRWA’ya bağlı okulların birinde oluyor. Ancak bu savaşta hiçbir yer güvenli değil, bu yüzden içeride yaşayanlar için bile zorlu bir durum söz konusu. Gazze dışında yaşayanlar için ise işgal onların Gazze’ye geri dönme ve orada bilgi, iş veya becerilerini kullanarak halklarına hizmet etme hayallerini öldürdü.
Bu savaş, geçmişimizi, geleceğimizi herkesi etkileyen bir şekilde yok etti. Artık ailelerimiz ve sevdiklerimiz için endişe duymadan uyumak hayalimiz haline geldi. Bizler yurt dışında yaşayan Gazzeliler olarak ailelerimizi görmeyi hayal ediyoruz. Ayrıca Gazze’de yaşayanlar da ailelerini görmeyi hayal ediyorlar, çünkü işgal, Gazze’yi bölgelere ayırdı ve Gazze’nin nüfusunu kuzeyden güneye dağıttı, böylece ailelerin bir araya gelmesi zorlaştı.
Ayrıca Gazze halkı, su, yiyecek ve barınma gibi en temel ihtiyaçları bile hayal etmektedir, bunlar artık dünyadaki her ülkede bulunan basit ve birçoğu için sıradan yaşamın parçaları haline geldi. Bunlar günlük yaşamın bazen sıkıcı kısımlarından biri olarak görülebilir ve herkesin yapabileceği şeylerdir. Ancak Gazze’nin insanları için diğer insanların aileleriyle evlerinde yaptığı şeyler bir hayal haline gelmiştir. Gazze halkı sevdiklerini, dostlarını ve ailelerinin bir parçasını kaybetmenin acısıyla, diğer insanların sahip olduğu basit zevklerin bile uzak bir hayal olduğunu hissediyorlar.
Gazze’deki insanların hayalleri sayısızdır, tüm hayallerimiz barış, güvenlik ve topraklarımızda onur içinde yaşama hayaline odaklanır. Gazze’de gökyüzü mavi olmalı, geceyi yıldızlar aydınlatmalı. Ailelerimizin, çocuklarımızın, yaşlılarımızın ve gençlerimizin bedenlerini sarsan patlama sesleri yerine Gazze’nin çocukları, okula gitmek için alarm sesiyle uyanmalı. Sabah sporu sırasında sınıf sırasına katılmak için okulun bahçesine koşmalı, milli marşı söylemeli ve Filistin bayrağını kaldırmalı.
Gazze’nin sakinleri onurlu bir yaşamı hak ediyorlar. Biz Gazze’liler, abluka ve yoksunluklara rağmen, Gazze’yi ve toprağını, havasını, suyunu ve her şeyini severiz. Şu anda tamamen yıkılmış olmasına rağmen, her şeye rağmen Gazze’yi seviyoruz.
Biz Gazze’de yaşamıyoruz ancak Gazze bizim içimizde yaşıyor…
- Dr. öğrencisi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü, İletişim: ranaalshareef17@gmail.com ↩︎