Vahhabiliğin Geleceği: Ilımlı İslam Politikası Örneği*

Anasayfa » Fikriyat » Vahhabiliğin Geleceği: Ilımlı İslam Politikası Örneği*

Vahhabiliğin Geleceği: Ilımlı İslam Politikası Örneği*

Eda Nur YILMAZ[2]

Muhammed b. Abdulvahhab’ın düşünceleri ile başlayan Vahhabilik, ortaya çıktığı günden bugüne kadar birçok farklı düşünceye evrilmiştir. Vahhabiliğin temelinde İslam dinini bidat ve hurafelerden kurtarma düşüncesi yer almaktadır. Bu düşünce etrafında şekillenen Vahhabiliğin türbeleri yıktığı söylenebilir. Öyle ki, Ravza-i Şerife’nin üzerine atılan örtülerin dahi, bidat bir iş olduğunu iddia etmişlerdir. Bu nedenle, Ravza’nın üzerinde bulunan örtülerin yenilenmesini yasaklamışlardır. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) huzurunda bulunan kişiyi aydınlatan veya ona bu mekânın Hz. Peygamber’e vahyin indiği mekân olduğunu hissettiren “o nur” olmasa, bu çürümüş parçalar göze gayet çirkin görünecektir. (Zehra, 2018: 222). Ravza-i Şerife’yi bu durumdan kurtaran Kral Abdulaziz olmuştur. Kral Abdulaziz’in bu tavrında Vahhabiliğin değiştiği görülebilir.

Zaman ile değişime uğramış olduğu düşünülen Vahhabiliğin, günümüzde de şekil değiştirdiğini Prens Muhammed Bin Selman’ın şu sözleri gözler önüne sermektedir; “Ülkemizde Vahhabilik olarak adlandırılan şeyin var olduğuna inanmıyoruz. Suudi Arabistan’da Sünni ve Şii Müslümanlar var.” (https://www.star.com.tr). Vahhabiliğin geleceği Prens Selman’ın sözlerinde olduğu gibi Suudi Arabistan’daki uygulamalarla sarsıldığı söylenebilir. Suudi yetkililerin Vahhabiliği daha ılımlı hale getirmek için başlattığı “Ilımlı İslam Politikası” Vahhabiliğin geleceğini etkileyen en önemli faktörler arasında sayılabilir. Bu politikanın Yahudi – Hristiyan menşeili olması İslam dünyasında tepki toplamıştır. Politika kapsamında hayat geçirilen bazı projelerde Vahhabilikten öte İslam’dan da iz bulunamamaktadır. Bu projelerden biri “Şeriatsız Bölge – Kızıldeniz Projesi” dir. Bu proje yirmi sekiz bin kilometrekarelik alanı ve doksandan fazla adayı kapsayan bir turizm projesidir. Proje bünyesinde “dünyada kabul gören turizm kurallarını” barındırmaktadır. (Altuntaş, 2020). Dünyada kabul gören turizm kuralları ile Vahhabilik düşüncesi hatta İslam dinin tüm kollarının düşüncesine ters düştüğü söylenebilir. Yine aynı politika kapsamında başlatılan “Line City Projesi” ve “Neom Projesi” Vahhabilik düşüncesine aykırı olduğu belirtilebilir. Bu politika ve benimsenen projeler Vahhabiliğin geleceğini olumsuz yönde etkilemektedir.

Vahhabiliğin geleceğini etkileyen bir diğer hususun terör olduğu söylenebilir. Vahhabi düşüncelere sahip küresel terör örgütleri, yaptıkları faaliyetler nedeniyle olumsuz zikredilmektedirler. Bu düşünce ve olumsuzluk Vahhabiliğin geleceğini etkilediği söylenebilir.

Vahhabilik geleceğini etkileyen bir başka faktör Vahhabi düşüncesinin bir üründür. Vahhabiliğin “cihat inancı” dünya üzerinde kabul görmemektedir. Bu inancın insancıl olmadığını vurgulayan birçok kesim olduğu bilinmektedir. Bu düşünce de Vahhabiliği etkileyen faktörlerdendir.

Vahhabiliğin geleceğini etkileyen başat faktör ise Suudi Arabistan devletidir. Suudi Arabistan devleti sahip olduğu petrol sayesinde gelecekte enerji sektöründe dünyada söz sahibi olabilir.

Devlet politikası olarak Vahhabilik politikasını benimseyen Suudi Arabistan, okullardaki gençleri de bu yönden eğitmektedir. Ayrıca devletin hukuk sistemi de Vahhabilik ilkelerine dayalıdır. Ülkenin sosyal ve kültürel yapısı yine Vahhabilik ile ilişkilendirilebilir. Bu sebeplerden dolayı Vahhabiliğin geleceğini ve dünyadaki konumunu etkileyen en önemli faktörün Suudi Arabistan devleti olduğu söylenebilir.

Vahhabiliğin bugünlerde kan kaybettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Kan kaybı devam eden Vahhabiliğin, geleceğinin ise oldukça meçhul olduğu gözlemlenebilir. Bugünkü siyasi varlığı önem kaybetmiş olan Vahhabilik düşüncesinin geleceği ise çok daha sıkıntılı görünüyor. Düşünce yapısı olarak ne günümüze ne de insanların zihnine uymayan Vahhabi düşünce, bugün de olduğu gibi gelecekte de terör ile bağdaştırılmaya devam edecektir. Vahhabiliğin en geniş kolu olan Suudi Arabistan’ın ekonomik, ticari ve siyasi çıkarları, Vahhabilik anlayışı ile uyuşmadığı için bu düşünce oldukça sıkıntılı dönemlere girmiştir. Bugünden Vahhabiliğin geleceğine bakmak oldukça zor olacaktır. Çünkü Suudi Arabistan için öncelik Vahhabilik değil kazançtır. Bu açıdan bakılırsa Suudi Arabistan’ın kazanç önceliğinin yolunu açan anahtarlardan birinin Vahhabilik olduğu bir durumda Vahhabiliğin geleceği hakkında olumlu konuşulabilir.

KAYNAKÇA:

Altuntaş, L. (2020, 12 08). Suudi Arabistan Kızıl Deniz Projesi. Arkeonews: https://arkeonews.com/suudi-arabistanin-kizildeniz-projesi/ adresinden alındı

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman: Suudi Arabistan’da Vahhabilik Diye Bir Şey Yok. Ülkemizde Sünni ve Şii Müslümanlar Var. (2018, Nisan 3). Star.com: https://www.star.com.t adresinden alındı

Zehra, M. E. (tarih yok). İslam’da İtikadi, Siyasi ve Fıkhi Mezhepler Tarihi. Ankara: Anka Yayıncılık.


* Bu metin İDM’de Doç. Dr. Yusuf Sayın’ın yürütücüğünde gerçekleşen “Ortadoğu’da Siyasal Akımlar” başlıklı okuma grubu kapsamında kaleme alınmıştır.

[2] İDM Kademe 2 öğrencisi, Necmettin Erbakan Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü, İletişim Adresi: 61edanurr@gmail.com

İlgili Makaleler

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Yazılar

Kategoriler

Etiketler

Copyright © 2024 İDM - İlmi Düşünce Mektebi